Türk’ün İnancı adıyla yayınladığım bitik de yazdığımı yine yazmalıyım…
Gerçekte bu inanç TANRI İNANCI’dır.
Orkun Yazılarıyla, Doğu Türkçelerindeki biçimiyle TENGRİ, Oğuz Türkçelerinde TANGRI (sonra TANRI) sözü GÖK anlamındadır. Bugün GÖK diye adlandırdığımız kavram ile, bugün YARATICI kavramı TANRI sözüyle anlatılır.
Yine söyleyelim, eski Türkçe’de TANRI sözü YARATICI da demekti; bugünkü anlamıyla GÖK de demekti. Şundan ki iki kavram bir idi. daha ayrışmamıştı. GÖK, YARATAN idi. YARATAN GÖK idi.
Bugünkü algılarımızda oluşan ayrı iki kavram ile onlar için kullandığımız iki ayrı sözcük yüzünden bu gerçeği anlasak da kavramamız çetin olsa da durum budur.
YARATAN GÖK’TÜR, GÖK DE YARATAN.
YARATANIN ADI DA TANRI…
TÜRK’ÜN İNANCI’nı anlamak için birincil yaklaşım budur. İkinci olarak söylememiz gereken; TANRI’nın sonsuzluk olduğudur. BAYAT’tır, başlangıcı yoktur; BENGÜ’dür sonu yoktur. Ucu bucağı, yanları yoktur.
Bugünkü kavramlaştırmayla söylersek SONSUZ BOYUTTA SONSUZLUK’tur TANRI…
TANRI, Sonsuzluğun kendisi olunca üçüncü gerçek ortaya çıkar:
VAROLANLARIN TÜMÜ TANRI’NIN İÇİNDEDİR; TANRI DA TÜM VAROLANLARIN İÇİNDEDİR.
Bu inançta, Tanrı’nın varlığı, yokluğu konuşulmaz. VARLIK VARSA TANRI VARDIR, TANRI VARLIĞIN KENDİSİDİR.
TANRI’nın Sonsuz varlığı ile karşılaştırıldığında, varlık bireyleri yok gibidirler. Yine de tüm bireyler kendi ölçeklerinde vardırlar. Bu karmaşık durumu biz bugün “çekirdek bilimi” gerçeklerine göre anlayabiliyoruz (Kuantum)
TANRI, Varettiklerini sınırsız yasalara göre varetmiştir. Tanrı’yı bilmenin yolu o yasaları bilmekten geçer. Doğa yasaları dediğimiz bu yasaları bilmek için de bilimlik yöntemlerle çalışmalar yapmak gerekir. Gözlem, araştırma, deneyleme sonra da düşünerek yeni bilgilere ulaşmak…
TANRI İNANCI’nın en değerli tapınma biçimi budur. Tapmak, bulmak demektir. Öyleyse TANRI’ya yaklaşmak için BİLİM gerekir. Bilginlerin ürettiği bilgileri öğrenmek, üstüne yeni bilgiler üretebilmek, işte tapınç budur.
TANRI İNANCI’nda, Varlık Bir Bütündür. Görünenlerin Tümü Tanrı’nın Görüntüleridir. O görüntülerin içinde Tanrı’nın Tini, Kut’u vardır. Buna İYE denir. Diri olanlarda da, diri değil denilenlerde de, dağlarda, taşlarda, ağaçlarda, otlarda, suda, kalıkta(hava) odda (ateş) TANRI’nın görüntüsü de vardır TİNİ de…
Varolanlar Tanrı Yasalarına göre vardır; o yasalara göre yaşarlar, ortadan kalkarlar, yeni biçimlerde varlığını sürdürürler, dirlik böylece akar gider.
Alkış (dua) da oluşuma alkış yapanın yön vermesidir. Alkış da bir eylemdir. İyi yapılırsa sonuç verir. Kargış (beddua) da böyledir.
Yüksek bilinçli varlıklar olan kişioğulları (kızoğul, eroğul) ne yaparlarsa karşılığını bu boyutta ya da öldükten sonra gidilen boyutta alırlar. Aldıkları yaptıklarının, işlerinin, emeklerinin karşılığıdır.
Kişioğullarına, tüm dirilere, tüm diri sayılmayanlara (suya, toprağa, kalıka) iyilik yapanlar kendi tinlerini arındırır, parlatırlar.
Kişioğullarına, tüm dirilere, tüm diri sayılmayanlara kötülük yapanlar kendi tinlerini karartır, ağırlaştırırlar.
İyilik yapanlar da kötülük yapanlar da kendi tinlerine yapmış olurlar.
İyiliği çok olanların TİN’leri gövdelerinden çıktığında, öldüklerinde UÇMAK’a giderler. Uçmak yeni bir boyutta ATALARIN TİNLERİ ile yaşanılan bir yerdir.
Kötülüğü çok olanlar TAMU’ya giderler.
Yeniden doğuşlarla arınıncaya kadar bu yasa böyle sürer gider.
TANRI İNANCI’nda olanlar için özel tapınç borçluluğu yoktur.
Güneş doğmadan bir süre önce kalkıp elini yüzünü yıkayıp Güneşi karşılamaya gitmek, Güneşe doğarken bakmak, bir süre daha Güneşten yararlanmak yararlı bir eylemdir.
Türk Atalar böyle yaparlardı.
Bu Güneş’e tapmak değildir. Tanrı’nın Yeryüzüne dirlik veren görüntüsü ile Tanrı’nın Sonsuz Büyüklüğünü düşünüp övmek için yapılır. Sağlığa yararları da vardır.
Geceleri, yeni ay ile dolunay da Ay’a bakılır.
Görkemli olan, güzel olan tüm görüntüler Tanrı’nın sonsuz büyüklüğünü düşünmek olmak için saygıya değer görülür. Bu, bir ağaç, bir ırmak, bir su kaynağı, görkemli bir dağ olabilir.
Değerli okuyucum TÜRK’ÜN İNANCI böylesine arı duru bir inançtır… Bu inançta tapınak, inanç görevlisi yoktur. Bu, inançtır DİN değildir. Türkçede din kavramının karşılığı yoktur.
Kamlar, Baksılar sağaltma ile duru görü konularında yardımcı olan kişilerdir.
Arı duru TANRI inancına dönem dönem başka inançlardan, dinlerden sazmalar olmuştur. Böylece çoğalan inanç duruluğunu yitirir. Biçimlerin çoğalması, ayrıntılara takılıp kalınması tüm inançları bozar.
Yeniden TÜRK’ÜN İNANCI’na yönelen Türkler ya da başka Uluslardan kişiler ana çizgilerden yürümelidirler.
Comments