top of page
Saray
Image by Wander Creative
Antik Yapısı
Image by Daniel H. Tong
istanbul-turkey-sea-buildings-4k_1538067
Türkiyedeki-Tarihi-Yerler.jpg
Saray
Image by Wander Creative
Antik Yapısı
Image by Daniel H. Tong
istanbul-turkey-sea-buildings-4k_1538067
Türkiyedeki-Tarihi-Yerler.jpg

ROCK MÜZİĞİN KÖKENLERİ: BLUES VE CAZ


1. Blues

Blues türünün tarihsel gelişimi ve özelliklerinden bahsetmeden önce, “Blues” kelimesi üzerinde durmak başlangıç açısından yararlı olacaktır. Kelimenin kökeni ve ilk ne zaman kullanıldığı hakkında fikir birliği bulunmasa da, ilk defa kullandıklarını iddia eden kişiler mevcuttur. Bunlar: W.C. Handy ve Gertude Rainey’dir.[1] “Blues”un anlamına ve mahiyetine gelecek olursak, yine kesin olarak bilmemekle birlikte, kelimenin XIX. yüzyıldan beri ABD’de sıkıntı hissini belirtmek için kullanıldığı kabul edilmektedir.[2]


Blues müziğin ortaya çıkışı aslında tarihsel bir altyapıya sahiptir. Çünkü bu tür, XIX. yüzyılda ABD’ye getirilen siyahî köleler arasında ortaya çıkmış bir müzik türüdür.[3] İlk örneklerinin “delta” adı verilen Missisipi bölgesinde görüldüğü[4] Blues’un erken versiyonları, yukarıda bahsettiğimiz siyahî kölelerin tarlalarda söyledikleri “arkaik şarkılar” olarak karşımıza çıkmaktadır.[5] Ayrıca belirtmemiz gerekir ki, tarlalarda söylenen bu ilk Blues örneklerine “work songs (iş şarkıları)” da denilmektedir.[6]


Şunu belirtmek gerekir ki Blues’un sadece Afrika’dan zorla getirilmiş siyahî köle ve işçiler arasında yayıldığını söylemek yanlış bir tespit olur. Bu tür, aynı zamanda köle olmayan kırsal kesim mensupları ve kent sakinleri arasında da yayılmıştı.[7]


Blues türünün ne zaman profesyonelleştiği konusu oldukça önem taşımaktadır ki bu konuda 14 Şubat 1920 bir dönüm noktasıdır. Çünkü söz konusu tarihte, “That Thing Called Love” ve “You Can’t Keep A Good Man Down” gibi ilk Blues parçalarının plağa kaydedildiğini görmekteyiz.[8]


Üzerinde durduğumuz şarkılar dışında aynı yılın Ağustos ayında plağa alınan diğer bir şarkı ise “Carzy Blues”dur. Crazy Blues, ilk kaydedilen Blues şarkısı olmamakla birlikte, ilk hit olan Blues parçasıdır. Öyle ki, yayınlandıktan sonra bir ay içerisinde 75.000 adet satması, bu durumu kanıtlar niteliktedir. O dönemin şartları düşünüldüğünde çok önemli bir başarı olarak karşımıza çıkmaktadır.[9]


Bu noktada üzerinde durmamız gereken diğer bir konu 1929 Dünya Ekonomik Krizi’nin Blues türüne etkileridir. Tahmin edilebileceği üzere bahsettiğimiz bu kriz ortamı yeni popülerleşmiş bu türün gelişimini önemli ölçüde sekteye uğratmış ve sektör bazında gerilemesine neden olmuştur.[10]


Ancak şunu belirtmek gerekir ki bu kriz, Blues’u geriletmişse de tamamen yok edememiş, Blues, hem bağımsız bir şekilde varlığını sürdürmüş, hem de Caz ve Rock’n Roll gibi türlere evrilmiştir.[11]


Blues’un kökenlerine kabaca değindikten sonra bazı özellikleri üzerinde durmak, konunun anlaşılması açısından faydalı olacaktır. Bu noktada şu soruları sormamız ve ardından cevaplarını aramamız gerekmektedir:


a. “Blues’un konusu neydi?”

b. “Blues’da hangi temalar işlenmekteydi?”


Blues şarkılarının içeriği genellikle sosyal hayat ve yaşanmışlıklarla ilgili olmakla birlikte, çeşitlilik bakımından oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Yolculuk, işsizlik, geçim sıkıntısı,[12] aşk, karşı cinsler arasındaki anlaşmazlıklar,[13] depresif ruh halleri[14], suç, hapishane, fuhuş, kumar ve alkol bağımlılığı[15] gibi konular, Blues müziğin başlıca temalarıdır.


Peki Blues’un temsilcileri ve önemli Blues sanatçıları kimlerdi? Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir ki, bu çalışmada sadece isimlerini verip geçeceğimiz tüm sanatçılar, üzerine kitap yazılacak derecede önemli kariyere sahip kişilerdir. Ancak konumuz konunun uzamaması için, sadece birkaç önemli isim aktarılıp Blues bahsi kapatılacaktır. Bu kişiler: Charly Patton, Blin Jefferson, Robert Johnson, B.B. King,[16] Otis Rush, Jimmy Rogers, Buddy Guy, Eric Clapton ve Jimmy Page.[17]


2. Caz

Caz müziğin tarihi gelişimi Blues ile oldukça benzerdir. Bu türün de Afrika’dan getirilen siyahî köle ve işçiler arasında ortaya çıkması durumu kanıtlar niteliktedir. Türün kelime anlamına değinmekte yarar var. “Jazz” kelimesinin kökeni ve anlamı hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Ancak, elimizde bazı görüşler mevcut. Bunlardan ilki, siyahî argodaki “Jass” kelimesinden türemiş olduğudur.[18] Diğer görüş ise, Fransızcada dedikodu ve gevezelik gibi durumları karşılayan “Jaser” kelimesinden türediği görüşüdür.[19] Kelimenin sözlük anlamına baktığımız zaman ise karşımıza “canlandırmak” ve “hareket etmek” gibi kelimeler çıkmaktadır.[20]


Yukarıda bahsettiğimiz üzere, Blues gibi Caz da Afrika kökenli siyahî köle ve işçiler tarafından oluşturulmuş bir müzik türüdür ve köklerini Blues’dan almış olması, pek çok araştırmacı tarafından kabul edilen bir görüştür.[21] Bu noktada Lain Lang’ın şu ifadeleri oldukça önem taşımaktadır: “Blues Caz’ın tamamı değildir. Fakat Blues’un tamamı Caz’dır.”[22] Leonard Feather’ın şu sözleri ise Lang’ı destekler niteliktedir: Sanırım konu, Blues’un son tahlilde Caz’ın özü olduğu gerçeğine gelip dayanmaktadır.”[23]


Caz müziğinin geçmişini araştırmak, Blues ve Rock’a göre nispeten daha zordur. Çünkü Caz müzik, doğduğu andan itibaren sürekli olarak değişime uğramış ve farklı stillere bürünerek varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Nitekim bu konuda Andre Hodeir bize yardımcı olmaktadır. Çünkü Hodeir, Caz’ın gelişim evrelerini kategorize etmiş ve Caz tarihi araştırmalarını oldukça kolaylaştırmıştır. Hodeir Caz’ı ilkel, eski çağ, klasik öncesi, klasik çağ ve modern çağ olmak üzere beş ana kategoriye ayırmıştır:

İlkel Caz Çağı: 1917 Öncesi.

Eski Caz Çağı: 1917-1927.

Klasik Öncesi Dönem: 1927-1935.

Klasik Caz Dönemi: 1935-1945.

Modern Caz Dönemi: 1945 ve Sonrası.[24]


Bu noktada hemen belirtmek gerekir ki, aşağıda ayrıntılarıyla duracağımız Caz stilleri, Hodeir’in oluşturduğu dönemsel kategoriler içerisinde değerlendirildiğinde çok daha anlamlı hale gelecektir.


Bilindiği üzere Caz müzik, doğduğu günden itibaren değişim yaşayarak hayatına devam etmiş ve zaman içerisinde dallanıp budaklanarak çeşitli stiller meydana getirmiştir. Bunlardan bazıları ise “New Orleans Stili”, “Chicago Stili”, Dixiland Stili”, “Swing” ve “Bebop”tır. Ancak bu stillere geçmeden önce üzerinde duracağımız müzik türü “Ragtime” olacaktır. Çünkü Ragtime, Caz müziğin ilk stili olan New Orleans Stili’ne zemin oluşturmakla birlikte, bu stilin ilkel örneğini temsil etmektedir.[25]


Ragtime, ABD’li demiryolu işçileri tarafından oluşturulmuş, içerisinde Afro-amerikan ezgileri taşıyan ve genellikle piyano ile icra edilen bir müzik türüdür.[26] Türün önde gelen isimleri ise şöyledir: Scott Joplin, Tom Truplin, James Scott ve Louis Chawin.[27] İsmini saydığımız Ragtime sanatçıları arasında diğerlerine göre öne çıkan kişi Scot Joplin’dir. Onun “The Entertainer” ve “Maple Leaf Rag” isimli eserleri Ragtime alanında efsaneleşmiş yapıtlardır.[28]


Caz müziğin New Orleans’taki Storyville Kasabası’nda doğduğu genel kabul edilen görüştür.[29] XX. yüzyılın başlarında New Orleans, oldukça kozmopolit bir yapıya sahipti. Örneğin bu bölgede, Afrika’dan getirilen siyahî kölelerin torunları ile İngiliz, İspanyol ve Fransız vatandaşları bir arada yaşamaktaydı.[30]


New Orleans Cazı, müzikal anlamda belli özelliklere dayanmaktaydı. Bunlardan ilki müziğin trompet, trombon ve klarnet gibi enstrümanlar üzerinden icra edilmesidir.[31] Diğer bir özellik ise, grupça yapılan doğaçlamaların sıklığıdır.[32] Zaten doğaçlama, Caz müziğin temel ilkeleri arasında bulunmaktadır ve pek çok sanatçı, Caz’ı bir doğaçlama sanatı olarak görmektedir.


Storyville Kasabası, aynı zamanda askerî bir liman şehri durumundaydı ve buradaki askeri otorite, Caz faaliyetlerinin bölgedeki disiplini bozduğu gerekçesiyle kasabayı kapatma kararı almış ve Storyville 1917’de tarihe karışmıştır.[33]

B.B. King.

Storyville Kasabası’nın kapatılmasının ardından, bölgedeki Caz sanatçıları iş bulabilmek için kuzeye, Chicago’ya göç etmişler ve böylece Caz’ın yeni merkezi Chicago haline gelmiştir. Chicago Stili ile birlikte Caz, eski New Orleans Stili’ndeki eğlenceli yapısını kaybetmiş ve[34] bireyciliğin ön plana çıkmasıyla sololar önem kazanmaya başlamıştır. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, Chicago dönemi, Caz’a saksafonun girdiği dönemi teşkil etmektedir.[35]


Buraya kadar Caz’ın en önemli iki dönemini temsil eden New Orleans ve Chicago stilleri üzerinde durduk. Ancak Caz, tarihsel gelişimi boyunca pek çok stile ayrılmış bir müzik türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan en önemlileri ise şunlardır: “Swing”,[36] “Bebop”,[37] “Cool Caz”[38] ve Hint ve Japon etkisindeki “Serbest Caz”dır.[39]


Caz tarihi boyunca pek çok önemli sanatçı Caz’a yön vermiş ve adını tüm dünyada duyurmayı başarabilmiştir. Bunlardan en önemlileri Louis Armstrong, Dizzy Gillespie, Roy Eldrige, Mile Davies, Coleman Howkins, Lester Young ve Charlie Parker gibi isimlerdir.[40] Saydığımız isimlerden Louis Armstrong üzerine birkaç şey söylemek yerinde olacaktır. Nitekim Arsmtrong, Caz müziğe New Orleans döneminde başlamış ve ölene kadar da bu tür ile birlikte Caz müziğin en önemli temsilcisi olmuştur. O, kariyeri boyunca pek çok farklı şey denemiştir. Bunlardan en dikkat çekeni Pop türünü Caz ile birleştirme çabasıdır.[41]


Louis Armstrong, 1964’te kaydettiği “Hello Dolly” isimli parça ile dünya çapında ün kazanmış, hatta öyle ki, dönemin müzikal anlamda en önde gelen ismi The Beatles’ı dahi geride bırakarak tek başına zirveye oturmuş ve uzun bir süre orada kalmıştır.[42] Ayrıca Armstrong’un 1959 senesinde İstanbul’a gelerek Saray Sineması ve Hilton Otel’de konser vermesi, Türkiye’nin Caz müziğine kayıtsız kalmadığı ve erken dönemlerden itibaren ilgi gösterdiğini ortaya koymaktadır.[43] Armstrogn’un ölümünden sonra ise Rus şair Yevtuşenko, onun hakkında şu anlamlı dizeleri kaleme almıştır:


“Her zaman yaptığın şeyi yap:

Çalmaya devam et.

Melekleri neşelendir ki,

Cehennemdeki günahkâlar,

Fazla eziyet çekmesin.

Başmelek Cebrâil,

Armstrong’a bir trompet ver!”[44]


[1] David Hatc-Stephen Mİllward, Blues’dan Rock’a Pop Müziğinin Analitik Tarihi, çev. Eyüp S. İblağ, Koşan Yayınları, İstanbul, 1993, s. 80.

[2] Nilgün Mucu, Rock ve Siyaset: Bir Muhalefet Tarzı Olarak Müzik, T.C: Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Anabilim Dalı, Sosyoloji Bilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2013, s. 49.

[3] Neslihan Çalış, Popüler Kültür Bağlamında Rock Müziğinin Analizi, T.C: Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyoloji Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2006, s. 84.

[4] Mucu, a.g.e., s. 49.

[5] Joachim E. Berendt, Caz Kitabı, Ragtime’dan Fusion ve Sonrasına, çev. Neşe Ozan, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2003, s. 201.

[6] Çalış, s. 84.

[7] Berendt, s. 200.

[8] Mucu, s. 51.

[9] a.g.e., s. 51.

[10] a.g.e., s. 58.

[11] Kenan Karakaya, Anadolu Rock Müziğinin Oluşum ve Gelişim Sürecinin Değerlendirilmesi, T.C. Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Müzik Eğitimi Bilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Edirne, 2014, s. 14.

[12] Hatch-Millward, s. 81.

[13] Berendt, s. 200.

[14] Çalış, s. 85.

[15] Yiğit Marangoz, Bir İletişim Biçimi Olarak Müzik: 60’lardan Günümüze Türkiye’de Rock Müziğin Gelişimi, T.C. İstanbul Ticaret Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Medya ve İletişim Sistemleri Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2015, s. 14.

[16] Hatch-Mİllward, s. 89.

[17] a.g.e., s. 57.

[18] İlhan K. Mimaroğlu, Caz Sanatı, Pan Yayıncılık, Ankara, 2013, s. 11; Güven Erkin Erkal, Saykodelik Yıllar, Türkiye Rock Tarihi I, Esen Kitap, İstanbul, 2014, s. 13.

[19] Cemal Yurga, 20. Yüzyılda Türkiye’de Popüler Müzikler, Pegem Akademi Yayınları, Ankara, 2002, s. 43.

[20] Redhouse Yeni Elsözlüğü, Sev Yayıncılık, İstanbul, 2018, s. 241.

[21] Hatch-Millward, s. 164; Berendt, s. 31; İrem Duygulu, 1980’li ve 1990’lı Yılların Rock-Metal Müzisyenlerinin Habitusu (İstanbul Örneği), T.C. Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İletişim ve Toplumsal Dönüşüm Anabilim Dalı, İletişim ve Toplumsal Dönüşüm Programı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep, 2021, s. 46; Çiğdem Eda Angı, “Müzik Kavramı ve Türkiye’de Dinlenen Bazı Müzik Türleri”, İDİL, c: 2, sa: 10, s. 65; Çalış, s. 87.

[22] Hatch-Millward, s. 164.

[23] Berendt, s. 196.

[24] İlhan Mimaroğlu, Müzik Tarihi, Varlık Yayınları, İstanbul, 1995, s. 136.

[25] Berendt, s. 22.

[26] a.g.e., s. 22-23.

[27] a.g.e., s. 23.

[28] a.g.e., s, 24; M. Devrim Babacan, “Caz Müziği ve Türleri Üzerine Bir Çalışma”, SBArD, sa: 17, yıl: 2011, ss. 121-128, s. 126.

[29] Mimaroğlu, Müzik Tarihi, s. 135; Çalış, s. 88.

[30] Berendt, s. 24.

[31] a.g.e., s. 27.

[32] Babacan, s. 127.

[33] Berendt, s. 30.

[34] a.g.e., s. 32.

[35] a.g.e., s. 32.

[36] a.g.e., s. 32.

[37] a.g.e., s. 21, 35.

[38] a.g.e., s. 38.

[39] a.g.e., s. 42, 47.

[40] Mimaroğlu, Müzik Tarihi, s. 136.

[41] Berendt, s. 90.

[42] a.g.e., s. 90.

[43] Erkal, s. 69.

[44] Berendt., s. 93.


Müzik önerileri:

  • B.B. King-Blues Boys Tune.

  • B.B. King-Thrill Is Gone.

  • Eric Clapton-Walkin' Blues.

  • Eric Clapton-Layla.

  • Scott Joplin-The Entertainer.

  • Louis Armstrong-What A Wonderful World.

  • Dizzy Gillespie-A Night In Tunisia.

Comments


Yazı: Blog2 Post
bottom of page