top of page
Saray
Image by Wander Creative
Antik Yapısı
Image by Daniel H. Tong
istanbul-turkey-sea-buildings-4k_1538067
Türkiyedeki-Tarihi-Yerler.jpg
Saray
Image by Wander Creative
Antik Yapısı
Image by Daniel H. Tong
istanbul-turkey-sea-buildings-4k_1538067
Türkiyedeki-Tarihi-Yerler.jpg

Bir EFSANE İngiliz Kemal

Değerli okurlar bu ay sizlere Cumhuriyet tarihimizin pek bilinmeyen bir kahramanından bahsedeceğim…


Sarışın, mavi gözlü, keskin zekâlı, kumarbaz, boksör ve Milli Mücadele Kahramanı Ahmet Esat TOMRUK. Nam-ı diğer İNGİLİZ KEMAL.


1877 yılında İstanbul’da doğmuş, babası Evkaf Nezareti Varidat Kalemi Müdürü Mehmet Raşit Bey, annesi ise Sıdıka Hanım’dır. Babası o çok küçükken hayatını kaybetmiş daha sonra dayısı ile yaşamaya başlamıştır.







Mahalle mektebinden sonra Galatasaray Lisesi’ne kayıt olmuş ve parlak bir öğrenci olma yolunda ilerlemeye başlamıştır. Daha sonraki yıllarda geliştirdiği Fransızcası ile dikkat çekmeye başlamış, ardından İngilizce de öğrenmiştir. Bu sırada yurt dışından mektup arkadaşları edinmiş ve sık sık mektuplaşmaya başlamıştır. Mektupların sıklaşması ve farklı ülkelerden gelmeye devam etmesi dönemin hafiyelerinin dikkatini çekmiş ve önce tutuklanmış, ifadesi alınmış, ardından tekrar sorgulanmak üzere Yıldız Sarayı’na götürülmüştür. Daha sonra suçsuz olduğu anlaşılması üzerine serbest kalmıştır.


Ailesi devam eden hafiye takiplerinden dolayı endişelenmiş, daha iyi eğitim alması ve bu gözlemden uzak kalması için bir “simsar” aracılığı ile ticaret gemilerinden bir tanesine kaçak yollardan binerek İstanbul’dan ayrılmıştır. Kendi kaleme aldığı kitabında 1908 yılında ilk kez İngiltere’ye ayak bastığını ifade eder. Yine bu yolculuğu sırasında gemi kaptanı “Wildem” ile arasını iyi tutar ve baba-oğul gibi olurlar…

İlerleyen zamanlarda Ahmet Esat, Bay Wildem ile bir sohbetinde okumak istediğini söyler. Bunun üzerine kaptan, Ahmet Esat’ı Kraliyet Donanma Okulu olan “Navy College Royal”e kaydettirir. Okulda başarılı bir öğrenci olur, Fransızcası yanında İngilizcesini bir İngiliz kadar ilerletir. Mavi gözlü ve sarışın olmasıyla Türk olduğu fark edilmeyecek hale gelmiştir. Galatasaray Lisesi’nden beri merak duyduğu “boks” sporuna burada devam eder ve profesyonel lisansını alır.


I. Dünya Savaşı başlar ve 1914 sonuna doğru İstanbul’a geri döner. Seferberlik çağrısına uyarak “Silahlı Kuvvetlere” katılır. Topçu Asteğmen olarak Çanakkale’ye sevk edilir ve V. Ordu Karargâhında göreve başlar. Bir süre sonra hastalanmış veya hayati olmayan bir yara aldığı için kısa süreli hava değişimine İstanbul’a gönderilmiştir. Bu sırada İngilizler tarafından tutuklanarak Beyoğlu hapishanesine atılmış, burada sorgulanmış ve işkence görmüştür. Teşkilat-ı Mahsusa tarafından İngilizlerin elinden kurtulmuş ve resmi görevine Enver Paşa’nın da onayı ile başlamıştır.


Kût’ül-Amâre’de görevlerde bulunmuş, esir edilen İngiliz General Townshend’in hemen yanındaki hücreye gönderilmiş ve ondan bilgiler almıştır. Bir ara Lawrence’ın peşine düştüğü söylenir. Tekrar İstanbul’a dönmek istemiş ancak İngilizlerin baskıları ve İttihatçılara yönelik tutuklama ve suikastlar artınca Anadolu’da kalarak Kuvay-i Milliye hareketine katılmak istemiştir. Fakat yolda İngilizler tarafından tutuklanarak Çanakkale’de ki hapishaneye gönderilmiş ve yine işkencelere maruz kalmıştır. Buradan bir şekilde yine kaçmayı başaran Ahmet Esat, Biga’da Kuvay-i Milliye’ye katılmıştır.


Biga’da 61. Tümen Komutanı Albay Kazım (Özalp) Bey ile tanışmış ve kısa bir süre sonra ilk görevi olan “Amerikalı Gazeteci Harry Willy” olarak İzmir’e gönderilmiştir. Yunan generaller ile kısa görüşmeler yaparak hem Rumca öğrenmeye başlamış hem de hangi general nerede görevli, taktikleri nelerdir, zayıf noktaları ve hatta zaaflarına kadar öğrenmiştir. Bilgileri bizzat İsmet Paşa’ya kendisi vermiş, sadakat yemini ettirilerek Genelkurmay İstihbarat Şubesi’nde göreve başlamış ve kod adı İNGİLİZ KEMAL olmuştur.


İlk resmi görevi Mustafa Kemal Paşa’dan bizzat gelir… Görev, Yunan kuvvetlerine sızıp en yüksek makama kadar bilgi alınmasıdır. Dönemin maddi zorluklarına rağmen kendisine 150 lira verilir. Bu para o dönem için yüksek bir miktar değildir ve elinden geleni yaparak önce Antalya’ya oradan da Rodos’a geçer. Kimliği yine “Amerikalı Gazeteci Harry Willy”dir. Burada bir süre gazeteci olarak çalışır. Yankesicilik vb. yetenekleri de vardır. Bu yetenekleri sayesinde kısa sürede unvanına yakışır şekilde yaşamaya ve dikkat çekmeye başlar. Fransa’dan gelen bir gemiye binerek İzmir’e gelir. Yine kendisini elindeki pasaport ve resmi evraklara göre Willy olarak tanıtır.

Renkli karakteri ve becerileri ile Yunan subayların dikkatini çeker. Bir anda her eğlencenin, partinin, kumar gecesinin aranan ismi olur. Kurduğu ilişkiler sayesinde kısa zamanda Yunan Orduları Komutanı General Anastasios Papoulas ile tanışır ve röportajlar yapmaya başlar. Yunan Kralı’nın Anadolu’ya yapacağı ziyarette eşlik edecek gazeteciler arasına adını yazdırır ve tabii bu istihbaratı yine kendi yöntemleri ile Mustafa Kemal Paşa’ya iletir.





İzmir ve civarında görevine devam ederken kimliği deşifre olmuş ve Yunan askerleri tarafından tutuklanmış, yargılanmak üzere Atina’ya gönderilmiştir. Tüm yargılama süreci zarfında Türkçe konuşmamış ve yargıçlarında askerlerinde kafasını karıştırarak idamdan kurtulmuştur. Atina’da hapishaneden türlü çabalar sonucunda kaçmış, güç bela tekrar İzmir’e dönmeyi başarmıştır. Fakat İzmir’e geldiğinde işgalci ve katliamcı Yunan ordusu denize dökülmüştür. Derhal Mustafa Kemal Paşa’yı bularak başından geçenleri anlatmış ve yine Paşa’nın emri ile bir miktar para verilerek istirahate ayrılmıştır. Genç Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk milletine hizmete devam etmiştir. Öncelikle Sofya’ya gönderilmiş Bulgaristan’da çeşitli görevlerde bulunmuş ve tekrar vatana dönmüştür.


1924 yılında Genelkurmay İstihbarat Şube’den kendi isteği ile istifa etmiş, kısa bir süre sonra hakkında çeşitli dedikodular çıkması üzerine İstanbul’a geri dönmüştür. İstanbul’da çeşitli turistik alanlarda rehberlik, tercümanlık yapmıştır. Hayatının son dönemlerinde geçim sıkıntısına düşmüş ve Emekli Sandığına başvurmuş, kendisi adına bir kanun çıkartılarak vatani hizmet tertibinden dolayı kendisine 500 Lira aylık bağlanmıştır. Ayrıca “İstiklal Madalyası” vardır.



1955 yılından itibaren Kıbrıs’ta yaşananlardan dolayı adaya gidecek bazı istihbarat subaylarına Genelkurmay’ın isteği ile özel eğitimler vermiştir.

Ahmet Esat Beye Soyadı Kanunu ile sert yumruklarından dolayı TOMRUK soyadı verilmiştir.

Tüm bu renkli ve hareketli hayatı 1966 yılında son bulmuş Milli Mücadele Kahramanları arasında sonsuzlukta yerini almıştır.


KAYNAKLAR

BALİOĞLU, Tarık, İngiliz Kemal Vatan Uğrunda, 2013


TOMRUK, Ahmet Esat, İşgal ve Mücadele Senelerinde Bir İstanbul Gencinin Yaptıkları, 1924


TOMRUK, Ahmet Esat, İngiliz Kemal-Milli Mücadele Dönemi Hatıraları, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI, 2000


https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc047/kanuntbmmc0


Comments


Yazı: Blog2 Post
bottom of page