Rivayete göre Japonya'da bir imparator çok sevdiği vazosu kırılınca Çin'e onarılması için gönderir. Eskisinden çok daha kötü onarıldığını gören imparator sinirlenerek daha güzel olmasını ister ve böylelikle 15. yüzyılda bu şekilde sanat başlar. Kin altın, Tsugi birleştirmek anlamına gelir. Kırıkların arasına yamanan altınlar, parça kırılmış olsa da onun hala değerli olduğunu gösterir. Kırılmış olan parçalara tekrar hayat verir ve ilk halinden çok daha kıymetli, anlamlı olduğunu gösterir. Kusurlarıyla çöpe atılmak yerine çok daha ihtişamlı parçalar haline gelirler. Bu efsane bize gerçekleri görmemizde ışık olur. Sökükleri dikmeyi, geri dönüştürmeyi, onarmayı unuttuğumuzu, her şeyi almayı, hazırını bulmayı, çöpe atmayı ve ne kadar da değersizleştiğimizi anlatır.
Günümüzde bunun bir güzel örneği insanların değer bilmezliğidir. İnandıkları şeyler uğruna çabalamak yerine, kestirip atmak daha kolay gelir. Böylelikle onlar için daha anlamlı olabilecekleri kaybeder, hayatları boyunca basit olmaya mahkum kalırlar. Kırmamaya çalışalım, kırdıysak onaralım, emek verelim, biliyorsunuz yarınlarımız varmışçasına yaşıyoruz. Her kusur bir farklılık ve güzelliktir önemli olan onu anlayabilecek, değerini bilecek, vazgeçmeyecek gözlerle bakmakta…
Comments